2016-2017 Eğitim Öğretim yılı 19 Eylül 2016 Pazartesi günü başlıyor. Sosyal, ekonomik ve siyasi anlamda zor günler geçiren ülkemiz, özellikle yeni eğitim ve öğretim yılını da bir yığın sorun ve eksiklerle karşılıyor. Her şeyden önce bir ülke eğitim meselesini çözemeden, maarifini sağlam temeller üzerine oturtamadan geleceğe emin adımlarla yürüyemeyeceğini, sağlıklı bir büyüme ve gelişme gösteremeyeceğini bilmelidir. Uzun vadeli, uygulanabilir ve sonuç odaklı çözümlerden yoksun eğitim politikalarıyla ülkemizin kaynakları, enerjisi ve zamanı boşa harcanmaktadır.

Eğitimde ideolojik ve siyasi yaklaşımların faturaları ülkemize her dönemde ağır olmuştur. Liyakatten tamamen uzak, belli bir sisteme ve oluşuma dahil kadroların, yönetici koltuklarına oturtulması, belli noktalara getirilmesi, devletin eğitim politikalarına bağlılık çizgisinden uzaklaşılıp, başka odaklara bağlılığı beraberinde getirmektedir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, liyakat esasları dışında görevlendirmeler yapmanın olumsuzlukları tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Hakka ve hukuka riayet etmeden, belli kalıp ve düşüncelere sahip diye kişileri belli makamlara getirmenin, bu ülkeye bir hayır getirmediği umarız bu vahim hadiseden sonra anlaşılmıştır.

Yeni Öğretim yılının bir diğer önemli sorunu sözleşmeli ve mülakatla öğretmen alımıdır. Türk Eğitim Sen daha önce denenmiş ve kaldırılmış olan bu sözleşmeli öğretmenliğe karşıdır. İş güvencesinden yoksun bir öğretmenin mesleğinde ortaya koyacağı performans neye göre ve nasıl değerlendirilecektir. Ayrıca geçmişte 4-B, 4-C gibi kadrolara ihdas edilen bu öğretmenler ve kadrolu öğretmenler arasında uyum sorunları yaşandığı ortada iken, sözleşmeli öğretmenliği yeniden gündeme almak geçmişten ders alınmadığını göstermiştir. Yine aday öğretmenlikten kadrolu öğretmenliğe geçişte getirilen mülakat da sorunludur ve muhakkak kaldırılmalıdır. Ülkemizde mülakatların hiçbir bilimsel kritere dayanmadan, idarenin keyfiyetine göre yapıldığı açıkken, yeni bir suistimal kapısı açılmamalıdır. Öğretmenler, aldıkları eğitim ve girdikleri sınavdan aldıkları puana göre atanmalıdır. “Mülakat komisyonları öğretmenlere hak ettikleri puanı vermişler midir?” Bu sorunun vicdanlardaki cevabı belliyken, yanlışta ısrar edilmemelidir!

Bir başka husus da şudur, özel eğitim kurumlarında en az 6 yıl çalışan bir öğretmenin KPSS şartı aranmaksızın, mülakatla sözleşmeli öğretmen olarak atanabilecek oluşudur. KPSS’den yüksek puanlar aldığı halde atanamayan on binlerce öğretmen varken, bu arkadaşlarımızın KPSS’siz atanması, başka bir haksızlık ve hukuksuzluktur.

PKK, DAEŞ, PYD, DHKP-C gibi terör örgütleri ile mücadele eden ülkemiz 15 Temmuz’da bir başka badire daha atlattı. Miletin özgür iradesine darbe vurmak isteyen FETÖ’cü bir grup alçak, milletin meclisini ve güzide kurumlarını bombalamış, millete, sivillere, asker ve polise silah sıkmışlar, milletin onlara teslim ettiği silahları yine millete doğrultmuşlardır. Türk milleti bu alçak saldırıya topyekün karşılık vermiş ve söz konusu vatan olunca bütün ayrılık gayrılıkların bir tarafa bırakılabileceğini tekrar kanıtlamışlardır. Milletimizin ve ülkemizin zor zamanlardan geçtiği çok açıktır. Ancak Yenikapı’da sergilenen birlik ve beraberlik havası iyi değerlendirilmeli, milletimizin heyecan ve ümitleri heba edilmemelidir. Bu sebeple 15 Temmuz’dan sonra başlayan Kamu’da ve özel sektörde yapılan işten atmalarda kurunun yanında yaşın da yanmamasına azami dikat edilmeli, vicdanlarda yeni yaralar açılmamalıdır. Milletimizin iradesine, birliğine bütünlüğüne kasdeden kim varsa hak ettiği ceza geciktirilmeden verilmeli ancak suçu sabit olmamış, mesnetsiz iddialarla görevden uzaklaştırlan insanların da bu maduriyetleri tez elden giderilmelidir. Çünkü, yeni madurlar ordusu sosyal yaşamımızda yeni yaralar açacak, kangren olmuş sorunlarımıza bir yenisini ekleyecektir. Ayrıca, kamuda terörle mücadelede hiçbir ayrım gözetilmemelidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğumuzda bölücü terör örgütüne doğrudan destek veren, onun propagandasını yapan, yavrularımızın aklını bulandırıp onları devletine karşı kışkırtan ne kadar öğretmen varsa, tıpkı FETÖ soruşturmalarında olduğu gibi açığa alınmalı, suçu sabit olanlar derhal ihraç edilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi eğitim politikaları dışına çıkan, bölücü, şer ve yabancı odakların çıkarlarına hizmet eden hiçbir kimse bu devletin okullarında, eğitim kurumlarında görev yapmamalıdır!

Bu eğitim öğretim yılı her zamankinden daha ağır ve sancılı geçeceğe benziyor. Ancak, devletimiz gerçek, kalıcı, hakkaniyetli ve adaletli, ötekileştirmeyen çözümler üretmekte kararlı olur, uyarılarımıza kulak asarsa inanıyoruz ki, bu eğitim öğretim yılını kazasız belasız ve başarılı bir biçimde atlatabiliriz. Bu düşüncelerle eğitim camiamızın İlköğretim Haftası’nı kutluyor, yeni eğitim öğretim yılında bütün öğrenci ve öğretmenlerinize başarılar diliyoruz.

.

                                                               Türk Eğitim Sen İlçe Temsilciliği adına

                                                                               Hakan Eroğlu