Son yıllarda yönümüzü her ne tarafa çevirirsek çevirelim bir karışıklık, bir kaos, bir savaş veyahut bir katliamla karşılaşmamak mümkün değil gibi görülmekte.

Suriye, Libya, Lübnan, Azerbaycan gibi…

***

Öyle görülmektedir ki ABD ve Rusya, dünyada küresel güçlerini koruyabilmek adına müttefikleri ile iş birliği yapmaktadır. Ancak zaman içerisinde müttefiklerinin, kendi güçlerini ortaya koyma çalışmaları ve çabaları küresel güçleri zaman zaman güç durumda bırakabildiği gibi zaman zaman da olayları kendi lehlerine çevirebilmek için acımasızlaştırabilmektedir.

Oysa ki siyasi güç; bilgi ve sanat ile iç içe olduğunda bulunduğu yeri güzelleştirir. Bu gücün farkında olan siyaset adamları bilgiye, felsefeye büyük önem vermişler, bilginleri baş tacı yapmışlardır. Tarihimize baktığımızda ise destanlar çağında Oğuz Kağan’ın yanında bulunan Irkıl Ata, İlteriş Kağan’ın yanındaki Bilge Tonyukuk ve tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bilgiye, felsefeye değer vermişler, devleti ve toplumu yücelten insanlar olmuşlardır.

***

Platon; “Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı kentlerin yüzü ışırdı” demiş.

Işırdı çünkü;

*Bilge kişi sıradan insanların değer verdiği şeyler olan zenginlik, ün, maddi zevkler, gibi şeylere önem vermez.

*Akla uygun yaşar, erdemlidir.

*Toplumsal konum ve cinsiyet sınırlarını aşarak yönetimlerini ortaya koyar.

*Dürüsttür, ahlaklıdır ve herkese hakkını verir. Bu ilkeleri kişiliğinde ve davranışlarında birleştirir.

*Vatandaşlarının ahlaklılığına ve akla dayalı bir doğal hukukun geliştirilmesini sağlar.

*Olanla olması gereken arasındaki ince çizgileri sağlam belirler.

*Tüm dünya görüşünün temelinde gerilim fikrinin geçerli olmadığını iyi analiz eder.

*Dengeli ve dingindir.

*Konuşmalarında doğrudurlar.

*İşlerini ciddiye alırlar.

*Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler.

*Bozguncu olmazlar.

***

Aristoteles İskender’e vaziyetinde; “sen bozulursan, yönettiğin insanlar da iyi olmaz. Sen bozguncu olursan, onların yol göstericisi olmaz. Sen sapıklık içinde olursan, onların kılavuzu olmaz. Kör nasıl yol gösterir?” der.

***

Bilgiye saygı gösteren, bilgiyi üreten ve en önemlisi üretilen bilgiyi kullanabilme becerisine sahip bir toplum olmak istiyorsak eğer bilgiye, bilginin felsefesine, bilgeye değer vermek zorundayız. Çünkü bilgi de bilge de değer gördüğü yerde konaklar değer görmediği yerden mutlaka göç eder.

Bilgelerin kendi emek ve birikimlerini erdemle, etikle, ahlakla yoğurarak, insanlığa yepyeni bir medeniyet sunmaları arzusuyla sağlıklı güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle hoşça kalın….