O’nun cesurluğunu, yürekliliğini anlatmak ortaya koymak isteyenler sık sık ‘’ kasım paşalı’’ tabirini kullanmışlar. Yani delikanlı ,yiğit, cesur demek isterler.
Devlet icratındaki bu cesurluğu anlatırken bazı örneklerde verirler. ‘’Görmedin mi Davosta İsrail Başbakanını nasıl haşladı’’ ‘’Ergenekoncuları nasıl korkmadan enseleyip kodese tıktığını görmüyormusun ?’’ ‘’ Adam Genel Kurmak Başkanını bile tutuklattı be!’’
‘’ Kimsenin cesaret edemediği Özal Suikastının üzerine o gidiyor.’’ ‘’Helal olsun hiçbirşeyden korkmuyor.’’
Siz kalkıpta bu örneklere başka olaylar ekleyerek ; ‘’Peki, Davosta İsrail Başbakanını haşlayan Erdoğan, İsrail uçakları gemimizi uluslar arası sularda bombalayıp vatandaşlarımızı şehit ederken neden sadece turist gibi seyretti, müdahale etmedi. Yoksa askere emir verdide asker dinlemedi mi?
Ya da, Başbakan Özal suikastini araştırttırıyor da, Mumcu suikastini neden araştırtmuyor? Arkasında mosart ajanları olduğu için mi?...Peki , Genel Kurmay Başkanını, Kuvvet Komutanlarını tutuklatan Erdoğan , neden Aktütün karakolunu PKK’nın baskınına açan bir yüzbaşıyı neden hesaba çekemiyor, tutuklatamuyor?
Neden Sayın Başbakan, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunu bile bile yanlış yerde aratan Alay komutanını tutuklatamuyor.?.Sahi, Delikanlı Başbakan neden Eşref Bitlisin uğradığı suikast olayını inceletmiyor? Onun ekibindeki Cem Ersener ve arkadaşlarını kimin öldürttüğünü neden araştırtmıyor?
Pardon! Araştıramıyor ;
Şimdi ben bunları yazınca bazı Ak Partili dostlar ; ‘’ Ne yani, Başbakanımıza korkak mı demek istiyorsun?
Hayır, üzülmeyin, bunalmayın. Türkiye nin Başbakanı, siizn olduğu kadar bizim de Başbakanımız. Öyle demek istemiyorum.
Yalnız sevgili vatandaşlarımla birlikte, Ak Partiye körü körüne bağlı dostlarımın basiretini açmaya çalışıyorum.
Türkiye yi yöneten bir hükümet, ya da Başbakan ne kadar becerikli karizmatik ve korkusuz olursa olsun, bazı güçlerin müsaade ettiği konularda ve sahalarda ancak at oynatabiliyor.
Daha açık söyleyeyim.
Türk hukumetleri , Arkasında Mossad ve CİA olan hiçbir olayın üzerine gidemiyor.
Bunu yazabilmek benim için ülkem adına , hükümetim adına çok onur kırıcı bir durum, ancak gerçek budur. Gerçeğe de gözlerimizi kapatamayız.
Doğru olduğunu nereden mi biliyorum?
Uğur Mumcu öldürüldükten bir gün sonra zamanın Mit Müsteşarı Şenkal Atasagun yine zamanın Başbakanı Sayın Süleyman Demirel’e bir rapor verir, o raporda şöyle der; ‘’Uğur Mumcu suikastini düzenleyenler Altı tane MOSSAD ajanı. Akdeniz den feribotlarla Türkiye’ye girdiler, olaydan sonra da İsrail Büyükelçiliğine geçtiler, şu anda orada istirahat ediyorlar’’
Başbakan Demirel bu raporu okuyor, masanın gözüne koyuyor.
Demirel’den sonra kaç tane Başbakan geldi. Erdoğan en sonuncusu. Hiçbiri Mumcu suikastının üzerine gidemedi.
Zamanın DGM Başsavcısı Nusret Demiral ‘’ Bu uluslar arası bir olay bizi aşıyor, üzerine gidemiyoruz’’ demesine rağmen hiç kimse olayın arka planına bakmaya cesaret edemedi.
Diyelim ki bunlar daha önceki hukumet ler döneminde yapılan suikastlar, Eski Başbakanlar bu konuları araştırsaydı. Erdoğan’a ne ?
Peki Yazıcıoğlu suikastinde ki gelişmelere bakalım. Bu konuyla ilgili hukumetin nasıl bir çalışması var?
Olayı çözecek bilgi ve belgeler hükümetin eline adli makamların eline ulaştırıldığı halde, neden sayın Başbakan sessiz atel bir duruş sergiliyor? Ne den Kasımpaşalı tavrını gösteremiyor.
Neden Karadeniz delikanlısı yürekliliğini sergileyemiyor?
Çünkü, çok açık bir ifadeyle belirtiyorum ki olayın arka planında Mossad
CİA Organizesi var. Hukumet ve ilgili makamlar bunu gördükleri için işi zamana yayarak unutturmak istiyorlar.
Ancak unutulmasın ki bu suikast, içerisinde görev alanlarının bile yüreğini karatan ve onları itirafa, elindeki bilgi ve belgeleri ilgili makamlara göndermeye mahkum ediyor.
Hiç kimsenin vicdanını bu olayın üstünü örtmeye müsade edemez. Böyle bir gayret içerisinde olanları da millet affetmez. Allah’da affetmez.