Bağımlılığın tedavi edilebilen bir psikiyatrik rahatsızlık olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Güngör Meydan, “Aileyi de etkisi altına alan bağımlılık tedavisinde ailenin desteği ve sürece dâhil olması, tedavi sürecini hızlandırır” dedi.
Bağımlılığın haz veren madde ya da davranışın kişiye ekonomik, ruhsal sağlık sorunları yaşatmasına rağmen giderek artan miktarda bu madde ve davranışın tekrarlanmasıyla giden, beyni etkileyen bir psikiyatrik bozukluk olduğunu belirten VM Medical Park Samsun Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Güngör Meydan, uyarılarda bulundu.
Bağımlılığın genelde madde (alkol, eroin, esrar, kokain, sigara gibi) ve davranış (kumar, internet, oyun, alışveriş, ilişki gibi) olarak iki gruba ayrıldığını dile getiren Uzm. Dr. Güngör Meydan, bütün psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi bağımlılığın da genetik yatkınlık, kişilik özellikleri, çocukluk yaşantıları, çevresel ve biyolojik nedenlerin birlikte etkilendiği bir hastalık olduğunu ifade etti.
Beynin karar verme ve muhakeme alanlarını bozuyor
Bağımlılığın beynin farklı bölgelerinde değişiklikler oluşturduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Güngör Meydan, “Madde alımı; beynin ödül merkezinden yüksek miktarda dopamin salgılanmasına neden olur ve kişi bundan yoğun haz alır. Zamanla madde alımıyla salgılanan dopamin beynin karar verme, muhakeme yapma, öğrenme alanlarını ve duygusal denetimden sorumlu olan alanları olumsuz etkileyerek kişinin beyin işlevlerinde bozulmaya sebep olur. Kişi, davranış ve maddeden zarar gördüğünün farkına varmasına rağmen artık bağımlılığın kontrolünde olduğu için sağlıklı kararlar veremeyip bu süreci geriye çevirmekte zorlanabilir” diye konuştu.
Bağımlılık bir aile hastalığı
Bağımlılığın maddeye merak ve deneme ile başlayıp; sosyal durumda kullanım, kötüye kullanım ve bağımlılığa kadar giden evrelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Güngör Meydan, şunları söyledi:
“Bağımlılık, toplumda düşünüldüğü gibi bir kişilik bozukluğu veya tercih olmayıp bir psikiyatrik hastalıktır, hatta aileyi de etkisi altına alan bir aile hastalığıdır. Bağımlılık karaciğer, mide, tansiyon kalp gibi birçok sağlık sorununu yaşatabileceği gibi birlikte depresyon, anksiyete bozukluğu, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi psikiyatrik hastalıkların görülme sıklığını da artırmaktadır. Örneğin yapılan çalışmalar esrar kullanımının şizofren görülme sıklığını 7 kat artırdığını göstermiştir.”
Tedavide aile desteği süreci hızlandırıyor
Bağımlılık tedavisinde ailenin desteği ve sürece dâhil olmasının tedavi sürecini hızlandırdığını işaret eden Uzm. Dr. Güngör Meydan, “Genellikle çevrenin ve ailenin ısrarı ile tedaviye başvuru olur, kişi bağımlı olduğunu fark edemez. Bağımlıkta tedavi aşaması birkaç evreye ayrılmaktadır. Bunlar; farkındalık öncesi evre, farkındalık evresi, karar evresi, eyleme geçme evresi, tedaviyi sürdürme evresi ve tekrar başlama gibi evrelerdir. Her evreye gerek ilaç gerekse psikoterapi açısından farklı yaklaşımlar kullanılır. Biz de hastanemizde madde ve davranış bağımlılıklarına ayaktan ve yatarak kişinin ihtiyacına yönelik tedavi imkânları sunuyoruz. Madde bağımlılığında, bağımlılığın şiddetine bağlı olarak arındırma tedavisini ayaktan veya yatarak vermekteyiz. Sonuç olarak bağımlılık kişinin kendi seçimi, yaşam şekli veya kişilik bozukluğu olmayıp tedavi edilebilen bir psikiyatrik hastalıktır. Bu nedenle kişi ve yakın çevresi kötüye kullanım ve bağımlılığı fark ettiklerinde bir psikiyatri hekiminden profesyonel yardım almaları, bu süreci sağlıklı şekilde atlatmalarında destekleyici olacaktır” ifadelerini kullandı.