Bilindiği üzere Devletimiz 2023 yılına kadar dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olmak için başta ihracat olmak üzere çeşitli alanlarda hamleler, projeler planlıyor ve uyguluyor. Yapılan bütün yatırımların ekonomik güvencesi ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ihracat seferberliğidir. Bu çerçevede yurt sathında yer alan her il, kendine göre hareket, çıkış ve faaliyet yolları arıyor.
Samsun olarak da hedef 2023'te Türkiye'nin zirveye koşan 10 ilinden biri olmak şehrin ekonomisine yön verenler bu minvalde kafa yoruyor ve çabalıyor. İl Ticaret ve Sanayi Odasının son bir kaç yıldır ön gördüğü ihracat hedefi yıllık 1 milyar doları yakalamak! 2008'den beri bunun için uğraşılıyor. Sonuç ; 2014 yılında Samsun'un gerçekleştirdiği ihracat - en yüksek rakam olarak - yıllık yaklaşık 470 milyon dolarda kaldı. Peki, 2023 yılı için konan hedef olan 6 milyar dolarlık ihracat geliri nasıl yakalanacak? geriye baktığımızda ümit var olmak mümkün görünmüyor. Ancak şüphe yok ki bundan sonra atılacak adımlar, alınacak tedbirler çok önemli ayrıca yer ve finans konularında teşviklerde gözardı edilemez.
Yalnız, bence gözardı edilen çok önemli bir ayağı var bu hedefin: Eğitim! İşletme sahiplerinin gerek ihracat gerekse markalaşma konusunda bilgilendirilmeleri, kendilerine güven duymaları çok önemli bir unsur. Öte yandan gene aynı işletmelerde çalışan personel ve işçilerinde aynı duyarlılıkla bilinçlendirilmesi şarttır. Kendilerine ihracat konusu titizlikle ama kolaylıklar sağlanarak işlenmelidir. İhracatı düşünecek işletme sahipleri başka problemlerle fazla yorulmamalıdır.
Sözü, Bafra'mızda sıkıntı olan bir konuya getirmek istiyorum. Malum, ilçemiz tekstilde hatırı sayılı bir konumdadır. 1986 yılında ilçe Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü tarafından başlatılan ve bilhassa Orta Karadeniz bölgesinde büyük itibar göre konfeksiyon kursları ve bu kurslarda üretilen ürünler büyük ilgi görmüş, bana bağlı olarak bir çok ihracatçı firma yetişmekte olan insan gücünü farkederek fabrikalar kurmuş, akabinde onları küçük atölyeler izlemiş, neticede bugün fabrika, atölye, apartman altı, iş yeri ve evlerde fason iş yapanlarla yaklaşık 4.000 kişinin ekmek yediği, istihdam edildiği büyük bir ekonomik alan ortaya çıkmıştır. Önceleri gayet güzel giden üretim son yıllarda bir takım sıkıntılar yaşamıştır. Fazla eleman çalıştırarak diğer ihracatçı firmalara iş yapan isim yapmış üretim noktalarındaki problemler kendilerine destek veren diğer küçük atölyeleri de olumsuz etkilemiştir. Neticede böyle giderse bazı yerel makamların duyarsızlığı ve uygulamaları sonucu 4.000 kişinin istifade ettiği bu önemli ekonomik alan çökecek yatırımlar tabiri caizse tası tarağı toplayıp yakın zamanda kendilerine ilgi gösterecek bir başka yere taşınacaklardır. Bir kaç kişinin yanlışı binlerce insanı mağdur etmiş olacaktır.
Öze gelecek olursa; devletimiz, dünya ölçeğinden rekabet edebilsinler diye her sektörde olduğu gibi tekstilde de, iş verene teşvik anlamında haklar sunmaktadır. Bunlardan biri de İş-Kur ile Halk Eğitim Merkezlerinin açacağı kurslardır. Bundan amaç yeni istihdam edilecek insanların iş verene fazla mali yük getirmeden ve zarar vermeden o alana kazandırılmasıdır. İlçemizde de ne yapmak lazım öyle ise; talep de bulunan her tekstil fabrika ve atölyesinde süratle kurs açmaktır, öyle değil mi? Niçin, zira gecikmeye yol açacak bir yorum ve duyarsızlık silsile yoluyla ihracatı bile büyük ölçüde etkiliye biliyor. Ama gelin görün ki Bafra'da iş verenin sıkıntısı iç karartıcı; önünde örülmüş duvar var. Burada iş kurun hakkının yemeyelim. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ancak ya Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü? birileri kendi alanı eğitim ve kurs açmak olduğu halde "sosyal güvenlik denetmenliğine" soyunmuş ve "kurs açtırmayız!" diyorlar. En kötü şey; yatırımcıyı ve iş vereni töhmet altında bırakmaktır. İşi eğitim olanların böyle bir yanlışa düşmemesi, düşüyorsa üstündeki amirlerin düşenleri uyarması işin tabiatı gereğidir. Aksi takdirde bu gidiş gidiş olmaz. Bir taraftan bu ilçede 10 kişi bile çalıştıracak iş verene kapı açmak için mücadele edeceksiniz öte taraftan da yüzlerce insanı çalıştıranlara engel çıkartacaksınız. Sorarlar; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. LÜTFEN artık bu problem daha üst makamlara taşınmadan çözülsün ve tekstil gibi yorucu, boğucu, zor, zahmetli bir iş kolunda çalışan ve çalıştıranlara bilakis süratle kolaylık sağlansın, kendilerine lazım olacak elemanların yetiştirilmesi ve devlet desteği anlamında Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'ncede gerekli kursların hızlı bir şekilde açılması gerçekleştirilsin. Tekstilciler, sayın kaymakamımızdan bu işe el atmasını bekliyorlar. Aksi takdirde Bafra'mıza yazık edilecek vebalide bir takım kişilerin üzerine kalacak.
Sonuç olarak, unutmayalım; tekstil ülkemiz ihracatının önemli kalemlerinden birisidir. Eğer bu alanda 2023 hedefleri tutturulacaksa - hatta geçilmesi lazım - Karadeniz bölgesinde tekstilin merkezi olan bir Bafra'nın bu tür sıkıntıları gözardı edilemeyecek kadar önemlidir. Bafra gibi büyük bir ilçede böyle kolay sayabileceğimiz kurs açma işlemi kronik ve ironik bir yara haline dönüşecekse Samsun'un ihracat hedefleri bile yakın ve uzak tarihte nasıl gerçekleşecek!.. Gerçeklerin gözardı edildiği yerde hedefler hayalden öteye geçemez.
Allah (c.c.)'a emanet olunuz.