SANAL ÂLEMİN SANAL ÂLİMLERİ
Diyor ki, “İhanet kahpedeyse, adalet namludadır!” paylaşmış hemşehrim feyste… Yanında da fiyakalı bir fotoğraf… Sonra bir başkası da başka bir pencereden döşemiş: “Yaptıklarıyla küçülenler, laflarıyla büyüdüklerini sanmasın!” Biraz aşağılara iniyorsun, bir başka ağır söz: “Yalan öyle nüfus etmiş ki –nüfuz diyecekti herhal- insanların diline ‘doğruyu söylemek gerekirse’ diye bir cümle kalıbı var!” Olduğum yerde çakılıp kalıyorum. Sözlerin tesirinden diyeceksiniz… Keşke sözlerin tesiri, onu paylaşanların bu sözleri söylemiş olmalarının verdiği şaşkınlık ve etkiyi ezip geçebilseydi! Ne garip şu sanal âlem… Bu sanala âlemin âlimleri bana elem veriyor. –Bu arada bu yazının başlığı bana ait değil, Kıymetli Genel Yayın Yönetmenimiz Nihat Kale’ye aittir. Bunu itirafa mecburum-
Adam, ömründe ders kitabından başka kitap açmamış, bundan zerre şüphem yok velakin sosyal medyaya bıraktığı boş sedâ ile sanal âlemin âlimi olmaklığını cümle âleme ilan ediyor. Adaletin namlunun ucunda olduğu okkalı tezini savunan ciğerparemiz, hak yeme ve hakka girmede sabıka kaydı oldukça kabarık mesela. “Yaptıklarıyla küçülenler, laflarıyla büyüyeceklerini sanmasın!” ikazında bulunan haspamız, bu sözün ihtiva ettiği manaya tıpatıp uyan bir canlı. Kaynaştırma raporu olan yavrumuzun sahip olduğu zekâyı kutsuyorum onun yanında… Ya, yalan ile ilgili ağır sözün sahibine ne demeli? Topaç gibi fır fır dönen fırıldaklarda bile yoktur o hüner. Yalan üzerine ihtisas yapılsa anca öyle olur.
Adı üstünde kardeşim, “sanal”. TDK Türkçe sözlüğümüz şöyle açıklıyor bu kelimeyi: “Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farâzi, tahminî…” Yalan mı söyleyecek koskoca TDK. O da biliyor ki, sanal demek farazi, asılsız, boş demek… Sosyal medyamızın âlimleri de öyle işte: sanal! Gerçeği ile alakası yok. Dışı seni, içi beni yakar azizim. Burnunda sümük çeke çeke kabadayı forsları, sanal âlem olmasa ne mümkün? Google, motor gibi çalışıp süratle imdadımıza yetişmese sanal olarak karşımızda duran zatı muhtereme nasıl bilgiç pozları vereceğiz? İçi gibi dışı da geçkin ablamız, yemek masasının üzerindeki “laptopu”ynan rötuşlattığı fotoğraflarıyla eniştemizi nasıl ayartacaktı? Feysbuktan öğrendiklerimiz olmasa, beyin hücrelerimiz ihtiyacı olanları nereden depolayacaktı. Sanal âlem gerçekten bir âlem…
Kişiler kendilerinde olmayan özellikleri, sanal yollarla tavsiye yarışına girişmişler. Sadece o da değil, TV ekranlarında günlük siyasi ve ekonomik gelişmelerle ilgili saatlerce boş konuşan tartışmalı tartışmacıların mirasını bu sanal âlimler almışa benziyor. Ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok olay karşısındaki bilge tavrını, yılların kendisine yüklediği tecrübeyi hemen takınıyor sanal âlimimiz. Öyle bir ahkâm kesiyor ki, öyle ifadelerle sağa sola yükleniyor ki, siz ondan başka vatansever, ondan başka milliyetçi yahut ondan başka şucu bucu yok sanırsınız.
Klavye marifetiyle yapamayacağımız iş yokmuş gibime geliyor. Bütün savaşları bir gecede başlatıp, bütün ekonomik sorunların üstesinden bir gecede gelebiliriz, klavyede. Futbol takımlarını dizayn edip, partilere ayar verebiliriz. Sanal ortamda birine, bir kuruma, bir siyasi partiye bayrak açmak o kadar kolay ki, parmak yordamıyla oluveriyor her şey…
Bize sanal kahraman, sanal âlim lazım değil azizim. Kendi üretmediğimiz teknolojinin kulu kölesi olmuşuz haberimiz yok. İnsanlar, internet ve cep telefonu gibi teknolojik araç, gereç ve uygulamaların maskarası, soytarısı oluyorlar. Her anını başkalarına göstermek, yediği içtiğini milletin gözünün içine sokmak hastalığı çığ gibi büyüyor. Bu sanal âlemin “paylaş” butonunu biz çok yanlış anladık ve çok yanlış kullanıyoruz.
Ayağımız toprağa basmalı, tepkimiz de, etkimiz de gerçek olmalı. Teröre lanet okuyacaksan meydanlara çık, al eline bayrağı, haykır! Teröre lanet mitinglerinde 100-200 kişi bulunmazken klavyede on binlercesi lanet okuyor! Elin adamı klavyede harikalar yaratır, bilim üretir; bizimki dolu mide boş kafayla her şey tüketir. Ha, evet o da bir şey üretir; mesele fitne üretir, yalan üretir…
Her şey bir tarafa bu sanal âlimlerimiz insanlığımızı da tüketecek, bence
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.