Konuşmasında medeniyet inşasında tavır

birliğinin önemini vurgulayan Şen, Türk tarihinin yükseliş dönemlerinde bu birliği

gözlemleyebildiğimizi kaydetti. Türk milliyetçilerinin mevcut sistemin yandaşlığı ya da

karşıtlığı yerine kendi nizamlarının ölçüleriyle hareket etmeleri gereğini dile getirdi. Muhsin

Yazıcıoğlu ve geçen hafta kaybettiğimiz milliyetçi camianın önde gelen isimlerinden Yılmaz

Saka için Allah’tan rahmet diledi. Ardından kürsüye gelen Servet Avcı Türk, Ocaklarının

siyaset üstü konumunu dikkate alarak bir konuşma tasarladığını belirterek sözlerine başladı.

Türkiye’de insanların yaklaşık %70’inin kendisini milliyetçi olarak hissetmesine karşılık

bunun aksiyona dönüşmemesinin nedenlerinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini ifade etti.

Meseleye öncelikle milliyetçilerin kendilerini sorgulamadan başlanması gerektiğini vurguladı.

Avcı sözlerine şöyle devam etti “Sorgulamayan bir fikir akımının başarıya ulaşması mümkün

değildir. Beka meselesi yaşayan ülkemizde Türk milliyetçilerine önemli vazifeler

düşmektedir. Siyasetten kültüre, teknolojiden bilişime milliyetçilerin söz sahibi olması

gerekmektedir. Özellikle bilişim çağına dair söylenecek sözümüz olmalıdır. Anlaşılan o ki

tarihçilerin İsa’dan önce ve sonra şeklinde yaptıkları ayırımın yerini gelecekte internetten

önce ve sonra gibi bir ayrım alacaktır. Milliyetçilere milliyetçiliğin önemini anlatmak

türünden kısır döngülerden uzak durulmalıdır. Başkalarını ikna edecek tatmin edici

söylemlerimiz öne çıkmalıdır. Tarih şu günlerde bu coğrafya için çok hızlı seyretmektedir.

Rıza Sarraf’ın Amerika’da yakalanması yakın geleceğimiz için bir dönüm noktasıdır. Bu

gelişmenin sarsıcı tesirlerini hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Türkiye’nin önündeki

badirelerden kurtulup aydınlık bir geleceği yakalayabilmesi için bilinçle donanan milli tavır

elzemdir. Milli tavrın inşasında asrın idrakiyle barışık bir tarih şuuruna sahip olunmalıdır.”

Konferans sonrasında Türk Ocağı anmalıkları Servet Avcı’ya Prof. Dr. Mehmet Türkmen

tarafından takdim edildi.