RAMAZAN AYI VE ORUÇ
Ömür sermayemizden bir yılı daha geride bırakarak, üç ayların en faziletlisi, on iki ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’e bir kez daha kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Sağlık, afiyet ve huzur içinde bizleri Ramazan’a kavuşturan Allah’a hamd, Efendimiz (sas)’e.âline ve ashabına salât ve selam ediyorum.
Aylardan hiç biri, ramazan ayı kadar beklenilmez. Zira Ramazan ayı her yönüyle diğer aylardan farklıdır. Evler, iftar ve sahurluklara, minareler mahyalara, camiler teravihlere, çarşı ve pazarlar ramazan alış verişlerine hazırlanır. Ramazan ayını diğer aylardan ayıran en önemli özellikleri şöyle sıralayabiliriz; İslam’ın inanalar üzerine yapılmasını farz kıldığı ibadetlerden biri olan oruç ibadetinin bu ayda tutulması (1), insanlara hidayet rehberi olan Kur’an’ın Ramazan ayında nazil olması (2), içinde bin aydan daha hayırlı, bir ömürlük günahların affına vesile Kadir Gecesi’nin bulunması (3), bu ayın başından sonuna kadar inanarak ve sevabını umarak gündüzlerinde oruç tutanların (Saim), gecelerinde teravih namazı kılanların (kaim) günahlarının annesinden doğmuş gibi af olunacağı müjdesi ve oruçlunun yaptığı amellerinin sevabının kat kat olacağının müjdelenmesi ve oruç ibadetinim riya karışmayan makbul bir ibadet oluşudur.
Ramazan ayı oruç ayıdır
Bu ayın birinci gününden itibaren sonuna kadar oruç tutulmalıdır. Başka zamanda
Tutulan oruçlar bu ayda tutulanlar kadar sevaba vesile olamazlar. Bu ayda yapılan bir nafile ibadetin sair zamanda yapılan bir farz kadar, bu ayda bir farzı yerine getiren, başka zamanda yetmiş farzı yerine getirmiş kadar sevaba nail olacağı müjdelenmiştir. Hastalık, doğum, yaşlılık, yolculuk gibi mazeretleri olanların dışındakiler oruçlarını tutmakla yükümlüdür. Oruç tutmaya mazereti olanlar fidyelerini vererek orucun sevabından faydalanabilirler. Kim, Ramazan orucunu inanarak ve sevabını umarak tutarsa geçmiş günahlarının bağışlanır (R.salihin 2/782 ) Oruç tutanlar dünyada iftar sofrasında, ahirette Allahın vereceği ecir ve mükâfata kavuştuklarında sevinirler. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha sevimlidir.
Ramazan ayı yardımlaşma ve dayanışma ayıdır
Ramazan ayı gelişiyle beraber akraba ve komşular arasında tertiplenen iftarlar, yardımlaşmalar, sosyal kaynaşmaya, Ramazanda verilen zekâtlar, oruç tutamayanların verdiği fidyeler ve ramazan ayına mahsus verilen fitreler, ekonomik canlılığa vesile olmaktadır. Ramazan ayının en önemli özelliği ise gönüllerdeki manevi coşku ve canlılığın zirveye ulaştığı bir zaman dilimi olmasıdır. Peygamberimizin (sas) “Ramazan ayı, ümmetimin ayıdır” hadisiyle(4), Müslümanların Ramazan ayında manevi bakımdan çok kazançlı çıkacaklarının, bu ay içinde yaptıkları ibadetlerin çok sevaplı, Allah’ın af ve mağfiretine ulaşmaya, reyyan kapısından cennete davet edilme şerefine nail olmaya vesile olacağının müjdeleri verilmektedir. Ne mutlu Ramazan ayının kadr-ü kıymetini bilebilenlere…
Ramazan ayı dua ayıdır
Başından sonuna kadar, gecesiyle gündüzüyle, ömrümüzün en kıymetli zamanı, amel defterimizin en dolu sahifesi, dünya hayatının kederleri içinde en huzurlu anımızdır. Ramazan ayı uzun bir zaman diliminde ibadet ve duada yoğunlaştığımız, dünyevi meşguliyetlerden ve stresten uzaklaşarak gönül dünyamızın huzura erdiği müstesna bir zamandır. Rabbimiz “Biliniz ki kalpler Allah’ı anmakla huzur bulur”(5) ilahi vahyi, Ancak ibadetle gönüllerin huzura kavuşacağını vurgulamış, Ramazan orucunun hem gün itibariyle uzun hem de gün içinde saat itibariyle en uzun ibadet olması, tutanlara sağladığı, sevap,şuur ve manevi dereceler daha fazladır.
Ramazan ayı Kur’an Ayıdır
Efendimiz (sas) Ramazan gelince çokça Kur’an-ı Kerim okurdu. Efendimiz (sas) okur, Cebrail dinlerdi; Cebrail okur, Efendimiz (sas) dinlerdi. Mukabele geleneği buradan gelir. Kur’an okumayı bilenler mutlaka bir hatm-i şerif okumalılar. Okuma bilmeyenler camilere giderek okunan mukabeleleri dinlemeliler. Kur’an-ı Kerim’in meali de okunmalıdır. Kur’an-ı Kerim’e karşı sorumluluklarımızı; iman etme, Kur’an’ı okuma, anlama ve Kur’an’ın getirdiği ilahi emirlere uyma, yasaklardan da kaçınma olarak ifade edebiliriz. Toplumlar, İslam Dini’nin ortaya koyduğu hayat prensiplerine uyabildikleri kadar mutlu olmuşlardır. Dini yaşantıdan uzaklaşanlar, mutluluğu yakalayamamışlardır. İnsanlık tarihi hep buna şahit olmuştur. “Gerçekten bu Kur’an en doğru yola götürür.”(7) ayeti de dünyada huzur; ahirette saadet arzu edenlere Kur’an’ın sunduğu hayat ölçülerini adres göstermektedir.
Bu ay vesilesi ile Kur’anla olan ilişkimiz ile ona karşı sorumluluklarımızın bir kez daha muhasebesini yapmalıyız.
Bir ömürlük günahların affına vesile kadir gecesi içinde olan bir aydır
Ramazan ayı bir ömürlük günahların affına vesile ve bin aydan daha hayırlı, kandil gecelerinin en faziletlisi olan Kadir Gecesi’ni de içinde barındıran bir aydır. Müslümanların duada yoğunlaştıkları bir zamandır. Dua, kul ile rabbi arasında bir bağdır. Dua, insanın yaratılış gayesini unutmayarak, dünya hayatını ölçülü ve dengeli yaşaması, ahiret mutluluğuna ermek için Allah’tan istenen bir yardımdır. Allah dua etmenin önemi hakkında şöyle buyuruyor: “Ey Muhammed! De ki; Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?” (8), “Rabbiniz şöyle buyurdu: bana dua edin duanıza icabet edeyim”(9) ayetlerinde ibadet ve duanın önemi ile dualara Rabbimizin kesinlikle cevap vereceği vurgulanmıştır. İdrak ettiğimiz bu Ramazan ayı belki de son ramazanımız olabilir düşüncesi içinde hareket ederek bu ay, oruç tutarak, teravihlerle, hayır ve hasenatlarda bulunarak ve çokça dua ederek değerlendirilmeli. Yirmi birinci yüzyılda, uzay çağını yaşadığımız günümüzde bile dine olan ilgi ve alakanın hızla artması, insanoğlu için dini yaşantının, ibadetin ve duanın hava gibi, su gibi, gıda gibi vazgeçilmez olduğu hakikati kendini belirgin bir şekilde göstermiştir.
Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığımız Ramazan ayı vaazlarının temasını “helal kazanç, helal lokma, helal ve haram bilinci” olarak belirledi. Vaazlarda ağırlıklı olarak bu konular işlenecek. Ramazan ayının müminlere kazandırdığı, İslami hassasiyet ve şuurla, İslam’ın koyduğu hayat sisteminin dışına çıkmama konusunda bir duyarlılık oluşacaktır. Bu hassasiyete fert ve toplum olarak çok ihtiyacımız var. İbadetlerimizin kabulü, ibadetlerimizden haz almamız, insanlar arasındaki ilişkilerdeki güven ve itimat bu bilince bağlıdır…
Bafra Müftülüğü olarak, siz Bafralı kardeşlerimizin Ramazan ayını dolu dolu ihya edebilmesi için gerekli her türlü tedbir alınmış bulunmaktadır. Bu çerçevede Ramazan ayı boyunca görevlisi olmayan hiçbir camiimiz bulunmamaktadır. Tüm camilerimizde ve Kur’an kurslarımızda mukabeleler okunacak, teravihler kılınacak, bütün camilerimizde din görevlilerimiz tarafından teravih öncesi yüz yüze vaaz yapılacaktır. Hatimle teravih namazı bu sene Nuri İbrahim Camii’nde kılınacaktır. Ramazan boyunca iftardan bir saat önce Barış FM’de din, görevlilerimiz, Kur’an kursu öğreticilerimiz tarafından program tertip edilecektir. Vaaz ve irşat ekibimiz her akşam bir köyde vaaz ve irşat proğramı tertip edecektir.
Bu vesile ile Ramazan ayının Bafralı hemşerilerimize, necip milletimize ve İslam âlemine hayırlara, huzura ve barışa vesile kılmasını, özellikle Mısırda, Suriye’de, Filiskindeki Müslümanların barış ve zaferlerine vesile olmasını cenabı Mevla’dan niyaz eder, Bafralı kardeşlerimizin Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmeleri için hazırlıklarını yapıp ay boyunca özveriyle çalışacak olan tüm din görevlilerimize hizmetlerinde başarılar dilerim.
Hayırlı ramazanlar…
Kaynaklar:
1-Buhari, İman,34,
2-Bakara, 2/2
3-Kadr, 97/3
4- Aclüni, Keşfü’l-hafa, 2/423
5-Ra’d 13/28
6-Müslim, sıyam, 164
7-İsra, 17/ 9
8-Furkan, 25/77
9-Mümin, 40/60
Bürhan KELEŞ
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.