Dünya denilen “gölgelik”te, “devremülk”de yaşıyoruz. Yaşarken son yıllarda öyle gelişmeler ve değişimler oluyor ki bütün kurumlar, hatta ülkeler sarsıntı üstüne sarsıntı geçiriyor. Hiç şüphe yok ki bundan aile müessesi de nasibini alıyor. Hâlbuki aile, hayatımızın huzur pınarı, gönüllerin sultanı, sevgililerin destan olduğu bir gül bahçesidir.  Devletin mihenk taşı toplumun çimentosudur.

Bizim toplumumuzda aile kurmak “devlet kurmak”tır. Çünkü aile toplumu; toplumda devleti meydana getirir.

Eskiden geniş aile içinde problemlerini çözen bu kurum; günümüzde çekirdek yani küçük aileye dönüşüp depremler yaşamaya başlamıştır. Eskiden darlık çeken ama pozitif düşünen insanlar bugün varlık içinde negatif düşünmeye yönelmiştir.

Bütün bunlara niçin değindim okullar açıldı. Yurt genelinde 17 milyon, Bafra`mızda da 35 bin dolayında öğrenci ders başı yaptı. İnsanları yoran ama ümitlerini tazeleyen bir koşuşturmaca yeniden başladı.

Değerli okuyucular!

Eğitim; “okul, öğrenci ve aile” üçgeninden oluşur. Fakat ne hazindir ki ağırlıklı olarak “okul ve öğrenci” ilişkisi olarak değerlendirilmiştir. İhmal edilen aile bağlantısı ve bu alanlarda eğitim eksiklikleri;  toplumun genel duruşu ile beraber eğitimi de topal kılmıştır. Hâlbuki aile bilfiil eğitimin içine sokulmalıdır. Böylece çocuk; bir taraftan okul, diğer taraftan şuurlu ailesinin kanatları ile biz bütün zorlukların üzerinden kolaylıkla uçacak, arzuladığı hedeflere olabilecektir 

Bugün herkes çocuğunun masraflarını karşılayarak görevini yaptığını düşünmekte, bütün sorumluluğu ve sonucu eğitimcilere yıkmaktadır. Bırakın “aile eğitimi” çalışmalarına katılmayı okulun veli toplantılarına bile iştirak etmek de değişik saiklerle 500 600 veli ile yapılacak bu toplantılar 50 60 kişi ile gerçekleştirilmektedir.  Esasında yapılması gereken şudur: Bütün öğrenci velileri istisnasız olarak hiç olmazsa en az bir kere 400 saatlik bir eğitim almalıdır.    Hele bu eğitim anaokulu öğrenci velilerinden başlayarak yaygınlaştırılıp yürütülürse çocuğun istikbali ile de ailede ilgili sağlam temeller atılabilecektir.

Bu eğitim sırasında ana babaya;

-Anne baba olma sorumluluğu

-Evlilikte paylaşımlar

-Anne- çocuk ilişkileri

-Kardeşler-arası ilişkiler

-Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine ve bu gelişim sırasında problem ve çözüm yolları -Çocuklarla sağlıklı iletişim

-Çocuğun çevresi, ilişkilerinde önemi

-Başarılı bir ders çalışma ortamı anlayışı

-Okul idareci ve öğretmenleri ile diyalog

-Çocuğun sosyalleşmesi ile ilgili yapılması gerekenler

-Çocukların güzel kişilik sahibi olması için büyüklerin yapması gerekenler vb. gibi birçok önemli konuda bilgiler verilir. Hiç kimse durumuna, unvanına, etiketine güvenerek “benim böyle bir eğitime ihtiyacım yok” demesin.  Çünkü hemen çok kimsenin ortak derdidir, zaman akarken çocuğuna sahip olamamak çözümü ise dediğimiz gibi aile eğitimi…

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığımızın bu konuda planlama ve gayretleri olduğunu da burada zikretmek uygun olur, Ancak bu gayretleri başta aile fertleri olmak üzere eğitimcilerin müşterek mesaileri ile sonuca ulaşır şüphesiz.

Bir husus daha; alınacak aile eğitimi sonucu, çocukların başarılarının yanında ve en önemlisi ailesine, vatanına, milletine bağlı bireyler olmalarının kapısı da açılacaktır. Kaldı ki anne-babalar şunu da unutmasın eğer çocuğunuzun geleceği için birkaç aylık eğitimden kaçarsanız, ileride onu kurtarmak için yıllarınız bile yetmeyecektir. Ne ekersiniz, onu biçeceksiniz 

Şunu da ekleyeyim: “Aile eğitimi” sadece başarılı değil huzurlu ve mutlu birey ve millet olmanın da anahtarıdır. Bu sebepten bütün verilere; okullarda ve halk eğitim merkezlerince açılacak “Aile Eğitimi” kurslarını önemle tavsiye ediyorum. Eğitimin çıtasının yükseltmenin yegâne yolu budur.

Yeni eğitim-öğretim yılının Bafra`mıza ve ülkemize; öğrencilerimize, velilerimize eğitim camiamıza hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Allah (c.c)’a emanet olunuz.