Nasıl Bir Atatürk Var Elimizde?
Nasıl Bir Atatürk Var Elimizde?
Dünya’daki her ulusun bir önderi, bir lideri hep olagelmiştir. Lenin, CHE, Gandhi ve daha binlercesi. Ama bir tek lider vardır ki, bütün Dünyanın kabul ettiği bir lider olabilmiş ancak; kendi ulusunca daha tam anlamıyla anlaşılamamış. Söylemek istediğim kişiyi hepiniz tanıyorsunuzdur herhalde. Evet Mustafa Kemal’den bahsediyorum. O sadece, mazlum Üçüncü Dünya halklarının önderi değil, emperyalist ülkelerin de takdirle sözüne itimat ettiği bir liderdi. Bizim ülkemizde ise, her kesime yani, dindar (muhafazakar), Sosyal-demokrat veya Sosyalist, Milliyetçi adına her ne derseniz deyin aslında bu topraklardaki her ideolojiye, her yaşam biçimine uyuyordu Mustafa Kemal Paşa. Peki, ne oldu da bu adam bu kesimlerin dışına itilmeye çalışıldı. Çok basit aslında, bütün ideolojiler bu toprakların özüyle harmanlanmış birer buğday başağıdır. Mustafa Kemal ise onun içindeki denesidir. Yani ekmek olacak tohumu. Bu nedenle, bütün ideolojileri, mezhepleri, inanç sistemlerini bir arada tutacak özellikleri üzerinde barındırır Kemal Paşa. Onda dinin ışığını da, milliyetçiliğin ruhunu da, devrimciliğin özgürlüğünü de görebilirsiniz. İşte dostlar, tam da burada işler karışıyor. Emperyalist güç odakları ve onların topraklarımızda konuşlanmış işbirlikçileri Mustafa Kemal Paşa’yı, bu yapıların dışına itmeye çalıştılar ve çalışıyorlar da. “ Yeni Osmanlıcılık” hareketiyle sahte bir ideoloji yaratarak, bu üç yapıyı da birbirinden ayırarak birbirine düşman etmektedirler. Bu sayede, ne dindar dinini yaşamakta, ne milliyetçi ülküsünü, ne de devrimci devrimlerini gerçekleştirebilmektedir. Amaçları, başarıya ulaşmıştır. Sevgili okurlarım bugünkü Türkiye’ye baktığımızda. Peki, ne yapmalıyız? Bu girdaptan nasıl çıkmalıyız? Çözüm basit aslında, Mustafa Kemalle. Tekrardan onu gerçek anlamda anlayarak, ona sımsıkı sarılarak, onu size anlatmaya çalışan gizli işbirlikçilere değil, bizatihi onun kendisine ulaşarak. O aslında getirdiği Laiklikle, gerçek dindarlığı, getirdiği Cumhuriyetle ve ardından yaptığı devrimlerle, milliyetçiliği ve devrimciliği zaten önümüze koymuştu. Demem o ki değerli dostlar, aynı ekmeği yapmak istiyorsanız, aynı buğdaya ihtiyacınız vardır. Bu da aynı tohumu ekmekle olur. Sözlerimi bir anekdotla bitireyim. ”Libya’da Ömer Muhtarın Kurtuluş mücadelesine katılan bir din alimi, bir gün rüyasında Hz Peygamberi görür ve Anadolu’ya gitme kararı alır. Beraberindeki kafileye ben Anadolu’daki mücadeleye katılmaya gidiyorum der. Kafiledeki bazıları ona çıkışırlar. Sen, buradaki mücadeleyi bırakıp, nereye gidiyorsun diye. O da şöyle der, Peygamber rüyama girdi ve Anadolu’daki mücadelenin İslam’ın mücadelesi olduğunu, Mustafa Kemal’in komutasına katılmam gerektiğini söyledi, bundan dolayı gidiyorum der.” Dostlar, Mustafa Kemal ve onun mücadelesinin nasıl bir mücadele olduğunu umarım sizlere anlatabilmişimdir. Buradan, Mustafa Kemal ve onun tüm silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum.
Sevgi ve saygılarımla…
Serçe Şahin
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.