Samsun Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ndeki manda ve doğurdukları balaklara son yıllarda yaşanan çakal saldırıları nedeniyle tehlike canları çalmaya başladı. 
Samsun Kızılırmak Kuş Cenneti sınırları içinde bulunan Bafra’nın Sarıköy Mahallesi’ndeki manda üreticileri, çakallar nedeniyle mağduriyet yaşıyor
Sarıköy Mahallesi Arnavutlar mevkiinde hayvancılıkla geçimini sağlayan Şenol Türk ve eşi Döndü Türk  yılda yaklaşık 200 malağın çakalların saldırısına uğrayarak telef olduğunu belirttiler. 
Bafra ilçesine bağlı Sarıköy Mahallesi Arnavutlar mevkiinde çiftçilik ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Şenol Türk ve eşi Döndü Türk Kızılırmak Deltasına saldıkları mandalarının doğum yaptıktan sonra dünyaya gelen balaklarının çakalların saldırısına uğramasının ıstırabını yaşadıklarını ile getirdiler. 
Konu hakkında Bafra 55.Net haber mikrofonlarına konuşan Şenol Türk ve eşi  Döndü Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yetkililerden destek talebinde bulundular.
Çiftçi ve hayvancılıkla uzun yıllardır uğraşan Döndü Türk ve 3 kuşaktır hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Şenol Türk ,’’Biz 30 seneden beri eşimin sayesinde hayvancılıkla ve çiftçilikle geçimimizi temin etmekteyiz. 
Ama çakalların saldırısına uğrayan hayvanlarımızın ve balaklarımızın bu halini görünce canımız çok sıkılıyor. Çakallar hayvanları bu hale getiriyor. Çakal nedirki, eti yenmez , sütü içilmez. Çakalları  Milli Parklar Müdürlüğü doğaya salıyor. Dengenin korunması için.
Ama gördüğünüz gibi en son bizim malağa saldırdı. Bu gördüğünüz hayvan, malak  dişi bir hayvan. Çakalın saldırısından sonra bu hayvandan daha hayır gelmez. İsraf olup gidecek. Bu iyileşmez. Çünkü çakal saldırısından sonra enfeksiyon oldu. Mikroplandı. 
Hayvanlarımızı biz nisan ve mayıs aylarında Kızılırmak Deltasına gönderiyoruz. Orada hem yayılıyorlar. Hem de doğum yapıyorlar. 10 ay bu hayvanların , mandaların doğum yapmasını bekliyoruz. Malum hayat pahalı. Dişi veya erkek farketmiyor. Erkekse satıyoruz. Dişiyse çoğaltıyorsun.
O kadar emek, o kadar masraf. Haydi her şeyi geçtim yazık değilmi bu hayvana. Ben Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Ben ilgili makamlara sesleniyorum. Yazık değilmi, bu bizim ekmek teknemiz. Ekmek teknesini geçtik, can bu. Can taşıyor. Yazık. Biz bundan ekmek yiyoruz. Biz bundan çocuk çoluğumuzu okutuyoruz. Biz bundan geçim yapıyoruz. Bizi çarşıya gönderseler bizim hiçbir şey yapamayız. Biz köy hayatına alışmışız. Biz köylüyüz, biz hayvancılık yaparız. Sadece bizim değil komşularımızın da kaç tane gitti böyle hayvanlarımız. Saymakla bitmiyor. Senede belki 100 tane, 200 tane hayvanlarımız ziyan oluyor. 
Biz devletimizden memnunuz. Desteğini veriyor. Her şeyiyle devlet yanımızda. Allah razı olsun. 
Ama ben yetkili makamlara özellikle sayın Cumhurbaşkanım , lütfen bize yardım edin. Hayvanlarımıza saldıran çakalların sütü de içilmez, eti de yenilmez. Ama bu hayvanların sütü de içiliyor eti de yeniliyor.
Ayrıyeten çakallar evimizi yanlarına kadar gelip tavuklarımıza da saldırıp telef ediyorlar. Güpegündüz tavuklarımıza saldırıyorlar. Bu çakalları, kurtları, çıyandır, yılandır getirip Kızılırmak Deltasına saldılar. Doğanın dengesi korunsun diye. Bunlar insanlara faydalı şeyle değil. Bu mandalar ve yavruları balaklar faydalıdır insanlara. Güya doğa hayatı yapacağız dediler. Ama deltanın etrafında hep insanlar yaşıyor. Nasıl doğaya sen yırtıcı hayvanları salarsın. Yazık günah değilmi. 
Bu gördüğünüz hayvan can taşıyor. Birde kız. Yani dişi malak. Yetkililerden dertlerimize çare bekliyoruz.’’diyerek sözlerini tamamladılar.