Editörün Kaleminden
Çok sevdiğim bir abimin mesleğim icabı benimle paylaştığı bu fotoğrafla ortaya çıktı bu yazı.
Bu paylaşımı yapan Ahmet Bey’in affına sığınarak başlığını da ondan alarak değiştirmedim.
Son günlerde ülke olarak zor günler geçiriyoruz.
Peşi sıra gelen şehit haberleri,
Yüreği yanan analar,
Vatan sağ olsun diyen babaların feryatları kulaklarımızda.
Oğlunu, eşini, babasını, kardeşini, abisini vatan toprağına şehit veren,
İçi yanan insanlarla dolu ülkemin dört bir yanı.
Yine bir sosyal medya paylaşımında görmüştüm.
‘Büyük bir cenaze evi gibi ülkem’
Ne kadar da doğru söylenmiş bir söz,
Büyük bir cenaze evi gibi ülkem…
Ama bazı konularda sınıfta kalıyoruz…
Cep telefonu, sosyal medya ve ilerleyen teknoloji.
Bu üç unsur artık neredeyse hayatımızın vazgeçilmezleri arasında.
Cep telefonu ve sosyal medya kullanım yaşı kaçlara düştü ve kaçlara çıktı inanın bilmiyorum.
Tek bildiğim ülke olarak bize bir beden büyük gelen şeyler artık iki üç beden büyük gelmeye başladı.
Eskiden şehit haberi geldiğinde sadece ismi gelirdi.
Sayılar telaffuz edilmez, şehit kelimesi yeterdi bize.
Ülke yasa boğulur,
Evlerde televizyon açılmaz, düğünler, toplantılar vs. iptal edilir,
Şehidin başında saygı duruşunda durulurdu.
Şimdi ne mi oluyor.
Anlatmaya gerek var mı?
Her şey fotoğrafta gördüğünüz gibi.
Herkesin elinde bir telefon,
Ya fotoğraf çekiyorlar ya da video, hatta öz çekim yapanı da var.
Peki soruyorum,
Neden?
Sonradan bakmak veya izlemek için mi?
Ya da bakın ben şehit cenazesine geldim demek için mi?
Sosyal medyada daha çok beğeni ve yorum almak için mi?
Yoksa birileriyle paylaşmak için mi?
Cevabını siz verin…
Ama şehit annemizin dediği bu hareketlerimizi açıklıyor gibi,
‘Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece size hep tatlı gelecek’
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.