74 YILLIK ÖZLEM
74 yıldır, bıraktığın boşluk hiç dolmadı ve biz, özlem ve minnet arasında sıkışıp kaldık. İhanetin türlü çeşidini gören bu topraklar sen uçmağa vardıktan sonra da, görmeye devem etti ve ediyor. Kendi toprağında kendi gök kubbesinde hür yaşamanın karşılığını minnet bilmek yerine zûlmet bilenlerin yaktığı ihanet ateşi memleketimin her yanını sarıyor. "Ne mutlu Türk'üm diyene" demek artık en büyük ırkçılık sayılıyor, senin kazandırdığın ifade hürriyetinin arkasında sana küfretmek hızla yayılıyor. Kurduğun cumhuriyete tahammül edemeyenler öfkesini senin resminden, heykelinden alıyor. Ama bunları gören Türk gençliği, sana daha bir inançla ve sevgiyle bağlanıyor. Çünkü senin sayende Türk gençliği içte ve dışta düşmanını çok iyi tanıyor.
Bazen dizeler halet-i ruhîyemizi ifade etmeye daha müsait olabiliyor. Atatürk’ün ölüm yıldönümünde onu bir şiirle anmak ve aziz hatıraları önünde saygıyla eğilmek istiyorum. Ruhun şâd mekânın cennet olsun...
KASIMLARDA
Söze sükût düşer kasımlarda
Göze yaş.
Kasımların onundadır matemim
Hem onunda hem önündedir.
Yüreğimi dağlarken elemim,
Kalemim küskün yazısına.
Ah, ne kolay geliverir,
Yazı deyip geçmek bazısına.
Söze sükût düşer kasımlarda
Göze yaş.
Yaprağı bir başka hüzünlüdür kasımın
Rüzgârını sarar bir başka telaş.
Kahverengi yas tutar yaprakta,
Dallar döküverir yaprağını kederinden.
Dokuz yüz otuz sekizden beridir
Matem yüklü bulutlar geçer,
Sonbaharın üzerinden.
Kara çalınmış yüzüne sonbaharın
Feryat figan sökülür ciğerinden.
Söze sükût düştü bugün
Göze yaş.
Yaşar Vural
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.